Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. İshak Turan, Türkiye’nin enerji güvenliği politikalarında son yıllarda attığı adımların oldukça olumlu, rasyonel ve sürdürülebilir olduğunu, bu devam ettirildiği takdirde Türkiye’nin enerji arzı problemini gidereceğini ifade etti.
BEÜ tarafından desteklenen “Türkiye Enerji Güvenliği Açısından Karadeniz’de Keşfedilen Doğal Gaz ve Filyos Vadi Projesi” çalışmasında proje yürütücüsü olarak görev yapan Turan, dünyada ciddi enerji krizi olduğunu söyledi.
Milli enerji politikalarını bir şekilde yürütebilmek ve geleceğe daha özgüvenli bakabilmek için ülkelerin kendi öz kaynaklarına bir şekilde yönelmek zorunda olduğunu anlatan Turan, “Özellikle Türkiye son 20 yılda enerji alanında büyük atılımlar gerçekleştirdi. Hem yenilenebilir enerji kaynakları hem nükleer enerji olsun, kendi öz milli filosunu yaratarak bu alanda Karadeniz’deki örnekte görüldüğü gibi büyük başarıya imza attı.” dedi.
Turan, Rusya-Ukrayna savaşının, enerji kaynağı olmayan ülkelerin enerji güvenliğinde ciddi problemler yaşayabileceğini gösterdiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye’nin, büyüyen ekonomisi, artan sanayi kapasitesi, nüfusu, şehirleşme oranıyla birlikte yıldan yıla enerji tüketimi de artmaktadır. Sadece 2020 ile 2021 yılları arasında Türkiye’deki doğal gaz tüketimi yüzde 23 oranında artmıştır. 2020’de ortalama 50 milyar metreküp doğal gaz tüketen Türkiye, 2021 yılında 60 milyar metreküp tüketen bir ülke konumuna yükselmiştir. Artan sanayi kapasitesi ve yüzde 5 oranındaki büyüme de göz önüne alındığında, Türkiye’nin 2030 ile 2035 yılları arasında toplamda 70 ila 80 milyar metreküplük bir doğal gaz tüketimi gerçekleştireceği öngörülmektedir.”
“TÜRKİYE’NİN ATTIĞI ADIMLAR ÇOK ÖNEMLİ”
Doğu Akdeniz’de devletler arasında ciddi rekabet söz konusu olduğunu, burada deniz yetki alanlarının sınırlandırılması, münhasır ekonomik bölge alanları ya da kıta sahanlığı arasında ciddi sorunlar yaşandığını ifade eden Turan, “Dünyanın en iyi sondaj gemilerinden bir tanesi olan Abdülhamid Han Sondaj Gemisi’nin Doğu Akdeniz’de göreve başlaması, olumsuz önyargılara ya da eleştirilere karşı da bir cevap niteliği taşımaktadır. Özellikle burada olası yeni keşifler gelirse, Türkiye’nin doğal gaz konusunda elini daha da güçlendireceği öngörülmektedir.” diye konuştu.
Turan, Rusya’nın doğal gazı kesmesiyle Avrupa devletlerinin hemen gemilerle bunu tedarik yoluna gitmeye çalıştığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Ancak bu hem maliyetleri artırmaktadır hem de bir şekilde bu ülkelerin daha maliyetli şekilde üretim yapması anlamına gelecektir. Ancak Türkiye’ye baktığımız zaman 2023 yılının martında ilk üretim gerçekleşecek. Eğer Doğu Akdeniz’de ve Karadeniz’de yeni olası ek keşiflerde, ki bu yönde de olumlu adımların atıldığı ya da sinyallerin geldiğine yönelik uzmanlar tarafından ciddi tespitler var, o zaman Türkiye, Avrupa’dan biraz daha farklılaşmış olacak ve en azından uzun dönem içerisinde, belki bir 10-15 yıl içerisinde, Türkiye tükettiği doğal gazın yarısını iç kaynakları sayesinde tüketen bir ülke konumuna erişmiş olacaktır. Bu da doğal gaz konusunda Türkiye’nin milli enerji güvenliği problemini aşması anlamına gelmektedir.”
Keşiflerin ülke olarak geleceğe daha güvenli bakılmasını sağladığını dile getiren Turan, sözlerini, “Milli enerji güvenliği politikanızı geliştirmeniz için kendi yetiştirmiş olduğunuz, öz kaynaklarınızla, insanlarınızla buradaki çalışmaları yürütmek zorundasınız. Doğu Akdeniz’den de benzer olumlu yeni müjdeler geldiğinde zaten dışarıya doğru milli enerji güvenliğimizde önemli olan bu akışkanlığımızın daha da ileriye doğru gideceğini düşünüyorum. Türkiye’nin son yıllarda attığı adımları oldukça olumlu, rasyonel ve sürdürülebilir buluyorum. Eğer bu politikalar devam ettirilirse, Türkiye’nin uzun yıllar içerisinde enerji arzı problemini gidereceğini düşünüyorum.” diye tamamladı.