Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Üyesi Prof. Dr. Nil Molinas Mandel, günümüzde kanser tedavilerinin seyrini değiştiren genetik profilleme sayesinde artık ‘konfeksiyon’ değil ‘butik’ tedavilerin öne çıktığını söyledi.
Prof. Dr. Mandel, “Örneğin yumurtalık kanserinde metastatik hastalarda bile eskiden hayatta kalma süresi 1 yılı geçen hasta azdı. Bu grupta yaşam süreleri 4-5 yıla çıktı, daha da yeni mutasyon analizleriyle dirençli hastalarda farklı ilaç seçeneği şansı arttı” dedi. Genetik ve Farmakoloji Uzmanı Dr. Gülay Özgön ise kanser tedavi protokollerinde neredeyse 6 ayda bir, bilimsel gelişmeler yaşandığını vurguladı ve “Tümörde çok ciddi bir yapay zeka var. Onu yenmenin yolu ise genetik profillemeden geçiyor” dedi.
Yaklaşık 40 yılını onkoloji uzmanlığına veren ve bu alanda Türkiye’nin tanınmış isimleri arasında yer alan Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Üyesi, Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Medikal Onkoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nil Molinas Mandel, moleküler düzeydeki genetik testler sayesinde, kanser tedavisinde devrim yaşandığını söyledi. Prof. Dr. Mandel, bu sayede kişiye özel tedaviler oluşturulabildiğini ve bazen hiç umut kalmayan hastalarda dahi tedavi protokollerinin olumlu yönde baştan aşağı değişebildiğini kaydetti. Amerikan biyoteknoloji şirketi Illumina desteği ve Nesiller Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezi ev sahipliğinde geçtiğimiz hafta İstanbul’da yapılan sempozyumda, genetik dünyası ve onkoloji uzmanları, genetik alanındaki gelişmelerin, kanser tanı ve tedavisindeki yerini değerlendirmek üzere bir araya geldi. Dünyanın biyobelirteç araştırma geliştirme ve moleküler tanı konusundaki en güçlü enstitülerinden biri olan Heidelberg Üniversitesi Patoloji Enstitüsü’nden Dr. Daniel Kazdal ile Türk onkoloji uzmanlarını buluşturan bilimsel toplantıda, kapsamlı moleküler profillemenin, kanserde yarattığı fark ve kanser biyobelirteçlerindeki son bilimsel gelişmeler ele alındı. Toplantının moderatörlüğünü yapan Prof. Dr. Nil Molinas Mandel, kanser alanında genetik ve biyoteknolojideki gelişmelerle büyük bir devrim yaşandığını kaydederek, onkoloji dünyasının kanserleri artık türlerine göre değil, hastadaki moleküler mekanizmasına göre ele aldığını vurguladı ve önemli bilgiler verdi.